|
Pzr | Pzt | Sa | Ça | Pe | Cu | Cts |
1 | 2 | 3 | 4 | |||
5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 | 11 |
12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 | 18 |
19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 | 25 |
26 | 27 | 28 | 29 | 30 | 31 |
Emekli Topçu Kurmay YÜZBAŞI
(Merhum) KÂŞİF KANSU
( 1913 - 1993 )
Merhum Kâşif KANSU 1913 yılında Bayramiç Köyünde doğdu.Kafkasyadan gelip Köyümüze yerleşen Abzah ve Tsey sülalesindendir İlköğrenimini Manyas İlçesinde tamamladı. Daha sonra Askerlik mesleğine olan ilgisi nedeniyle İstanbul'daki Kuleli Askeri Lisesi'ne kaydoldu. Kuleliden başarıyla mezun olduktan sonra Harb Okulu'na geçti. Başarılı eğitim sonrasında teğmen olarak mezun oldu. Aynı başarılı çizgisini hep devam ettiren Kaşif KANSU, Kurmaylık imtihanını da vererek Kurmay subay oldu. Tahsili esnasında gerek öğretmenlerine, gerekse okul arkadaşlarına kendisini çok sevdirdi. Muvazzaf Kurmay subay olarak Ülkemizin muhtelif askeri kademelerinde başarılı hizmetlerde bulundu.
İstanbul Selimiye Kışlasında da görev yapan merhum Kaşif KANSU ile kendisini ziyarete gelen Köyümüzden merhum Mehmet Nuri BARBOROS arasında geçen ilginç bir buluşmadan söz edilir. Mehmet Nuri Barbaros o günlerde Köyünde askerlik iznini geçirdikten sonra birliğine teslim olmak üzere İstanbul'a gider. Amacı çocukluk arkadaşını ziyaret ettikten sonra birliğine giderek teslim olmaktır. Selimiye Kışlasına askeri kıyafetiyle gider ve arkadaşı Kaşif KANSU'nun görev mahallini bir askere sorar. Asker arasında oldukça sert bir komutan olarak bilinen Kaşif KANSU’nun yerini soran Mehmet Nuri BARBOROS,a bir askerin: " senin Azrail gibi bir komutanla ne işin olabilir. " diyerek garip garip baktığı söylenir. Nihayet, ziyaretçi Komutan Kaşif KANSU'nun makam odasına kadar getirilir. Mehmet Nuri BARBOROS, makam odasının kapısında asker selamı vererek esas duruşta beklemeye koyulur. Komutan Kaşif KANSU, masasındaki resmi evrakları okuyup incelemekle meşguldür. Mehmet Nuri BARBOROS, çocukluk arkadaşı Kaşif KANSU'nun, evraktan başını kaldırıp yüzüne bakacağı zamanı sabırla beklemektedir. Nihayet, Kaşif KANSU, işi bittikten sonra başını kaldırıp kapıya doğru bakar. Bir de ne görsün! yıllardır göremediği çocukluk arkadaşı Mehmet Nuri BARBOROS askeri kıyafetle kapıda dikilmektedir. Merak ve sabırla kapıda bekleyen arkadaşına çerkesce seslenir: " al vera ya, ha vışıt adekum, kaqo be mo " (yahu sen misin o kapıda dikilip duran, gelsene buraya) der. Mehmet Nuri BARBOROS da: Viguseme azrail kıfavısuğ azraili vıhuva? ( askerler sana azrail adını takmışlar. sen azrail misin? diye şakalaşır. Kaşif KANSU da, askerlere yüz vermeye gelmez. Onlara iş icabı sert görünmek gerekir." diyerek espiriyle cevap verir. Ve iki hemşeri kucaklaşarak hasret giderirler.
Yüzbaşı Kaşif KANSU, genç yaşında görev esnasında geçirdiği iş kazası sonucunda bir ayağından sakatlanır. Ve malulen Yüzbaşı rütbesiyle emekli olur. Başına gelen bu acı kaza olmasaydı, her halukarda O da, arkadaşları gibi Albaylık rütbesiyle emekli olabilırdi. Ama takdiri ilahi hükmünü icra eder. Muvazzaf subaylığı erken emeklilikle noktalanmak zorunda kalır. Emeklilik sonrasında çeşitli işlerle meşgul olan merhum Kaşif AMCA, önce siyasetle ilgilenir. Ancak, siyasetin, çıkar ilişkilerine dayanan çirkin yüzü Onu siyasetten soğutur. Bir süre madencilik ve ticaret işleriyle uğraşır. Ama bu işlerde de umdu-
ğunu bulamaz. Öteden beri Kafkas Örf ve adetlerine bağlılığı ile bilinen Kaşif AMCA'nın, bundan sonraki hayatı Cemiyet ve dernek işleriyle uğraşmakla geçer. Kuzey Kafkas Kültür Derneği ile Şamil Eğitim Vakfının kurucuları arasında yer alır.Diğer taraftan Köy Çocuklarını Yükseltme Derneğinin Yönetiminde çalışarak uzun yıllar faydalı hizmetlerde bulunur. Kaşif AMCA, Köylerde maddi imkansızlıklar nedeniyle tahsil imkanı elde edemiyen başarılı, yetenekli çocuklara dernek aracılığı ile yıllarca yardım elini uzaır.Böylece, öteden beri hayalini kurduğu köy kalkınmasıyla ilgili ideallerini gerçekleştirmeye çalışır. Bir vesile
ile geldiği Köyümüzde ilkokulu bitirip, okuma imkanı bulamayan Emin BİGA isimli kardeşimizin de elinden tutarak, dernek aracılığı ile okumasına vesile olmuştur.
Yıllar öncesinde Köyündeki geçim sıkıntısı ve çocuklarının istikbali uğruna İstanbul'a göç eden Bayramiçli Hemşehriler, Metropol Şehrin kozmopolit havasında yıllarca kimlik ve kişilik mücadelesi verirler. Gayrı resmi yollarla dernek oluşturma teşebbüsünde bulunurlar. Ancak işlerin resmiyet kazanmaması nedeniyle bu çabalar bir sonuç vermez. Nihayet, l970'li yılların azimli ve gayretli Bayramiçli Gençlerinin bu işlere el atmasıyla dernekleşme süreci başlamış olur. 1973 yılında İstanbul'da Gönen Bayramiç Köyü Kültür Derneği adıyla bir dernek kurulur. Derneğin Kurucu başkanı Kaşif KANSU olur. Ve derneğin, 2 yıl başkanlığını başarıyla yürüterek hemşerilerimiz arasında birlik beraberlik duygusunu güçlendirir. Kurulan dernek, 1980 yılına kadar, büyük hizmetler verir. Özetle hemşeriler arasında iletişim, kültürel etkinlikler tarihi ve turistik geziler gerçekleştirilir. Yardımlaşma sandığı kurulur ve bir çok güzellikler yaşanır. Ancak, 1980 ihtilali ile birlikte dernek dağılma süreci geçirir. Ve dernek kapanır. Bugünlere gelinir.
1970'li yılların genç kuşakları olarak Kaşif AMCA ile tanışmamız, 1973 yılında dernek kurma çalışmaları ile başlamıştı. Yılların tecrübe birikimine sahip olan Kaşif AMCA, ile görüştüğümüz sürece kendisinden çok şeyler öğrendik. O, gerek, çerkes örf ve adetleri ve gerekse dernekçilik konusunda geniş bir ilgi birikimine sahipti. Zaman zaman yaptığı sohbetler arasında örf ve adetlerimizin bir çok güzel yönünün olduğu kadar, uygulanmasında sıkıntıya yol açan zor yönlerinin de olduğunu anlatırdı. Bir defasında çocuklarını kucağına alıp sevme konusunda annesinden nasıl azar işittiğini anlatmıştı. Kaşif AMCA, eşi, iki küçük kızı ve annesiyle birlikte oturduğu yıllarda akşam evine döndüğü saatlerde kucağına atlayan çocuklarını, annesinin yanında adet olsun diye bir kaç defa elleriyle iteleyerek uzaklaştırır. Ama çocuklar, bütün gün babalarını görmedikleri için onu çok özlerler.Ancak her defasında babaları tarafından itilip kakılmalarına bir anlam veremezler. Bu durumdan hoşlanmayan çocuklar dayanamayıp babalarına : " Baba, gündüz seni çok özlüyoruz. Yoksa sen bizi sevmiyor musun?" diye sitem ederler.
Kaşif AMCA, bir tarafta adetlerin gereğini yerine getirmekten, diğer taraftan çocuklarını kucağına alıp sevememekten dolayı son derece rahatsızdır. Nihayet, bir akşam olan olur. Çocukları, koşarak babalarının kucağına atlarlar. Kaşif AMCA, artık bir tepki göstermeyerek onara babalık şefkatini gösterir. Bu durumu gören annesi lafını esirgemez ve : " yazık, yazık sana sende habze ( adet ) kalmadı." diyerek sitem eder. Bunun üzerine Kaşif AMCA annesine : " Anne,yumruk kadar çocuklara habzeyi nasıl anlatırsın " diye serzenişte bulunur. Kaşif AMCA, özel hayatında düzenli, disiplinli, prensip sahibi bir insandı. Disiplinli olduğu kadar, hoşgörülü, sevecen, açık fikirli, cömert, dürüst, güvenilir. mütevazi bir kişiliğe sahipti. O hayata idealist olduğu kadar, ayağını yere basan realist gerçekçi bir dünya görüşüyle bakardı. Büyüklere saygı gösterme konusunda : " Bir insana saygı duymak için, salt yaşlı olduğu için değil, hayat tecrübesine sahip, ufku geniş, genç görüşe sahip olup olmamasına bakarak saygı göstermek gerekir" demişti.
Kaşif AMCA, okul arkadaşları emekli albay Hikmet ASLANOĞLU, Rasih SAVAŞ, Halit TULTAY ve Mustafa KEPİR tarafından çok takdir edilen bir insandı. Nitekim, Mustafa KEPİR'in O'nun vefatının ardından Abdurrahman KURAL arkadaşımıza yazdığı mektubunda şunları ifade etmişti: " Kaşif KANSU'nun pırıl pırıl bir zekası, tertemiz bir yüreği, hudutsuz bir hoş görüsü ve sahip olduğu bütün olanakları arkadaşları ile paylaşma cömertliği ile çevresinde sevgi,ilgi ve muhabbet yumağı örülmüş bir insandı. Sınıfta, birinci, ikinci olmak ve mutlaka ne pahasına olursa olsun sivrilmek ihtirası yoktu ama sınıfın en iyileri arasında bulunmayı da bir gurur meselesi yapardı."
Bizler, onu kısa zaman dilimleri içinde görebildiğimiz için, bilgisinden, görgüsünden, hayat tecrübesinden yeterince yararlanamadık. Kendisini kaybettikten sonra Onun değerini daha iyi anladık. Sitemizin PORTRELER bölümünde Kaşif AMCA'nın hayat hikayesinden kesitler vererek Onu tanıtmaya çalıştık.Kendisini bu vesile ile bir kere daha hürmetle, rahmetle ve minetle yadeder, Allah'tan rahmet ve mağfiretler dileriz. Geride kalan aile efradına sağlıklı mutluluk dolu günler temenni ederiz.
Hazırlayan
Hamit Kayabey – Abzah . Gute
MAHMUT MAZHAR BAYRAM |
TEVFİK KIZIK |
KAŞİF KANSU |
ŞABAN KUYUMCU |
BAYRAMİC1864 KÖY SİTEMİZİN KURUCUSU |
Ramazan ULUKIR |
KAYMAKAM TEVFİK HACI OSMAN kÖYÜ'nden SON UBIH |
TEVFİK ESENÇ |
19. DÖNEM BALIKESİR MİLLETVEKİLİ HÜSEYİN BALYALI |
Prof. RAMAZAN SEVER |
YAŞAR AKIN |
ŞABAN KARAL |
BASRİ AKYÜZ |
NURETTİN TEKİN |
BÜNYEMİN ÖZKAN |
BARİK SEVER |