" Merhaba Nartajans üyeleri,ben sitemizdeki üyelerimize faydası olabileceğini düşündüğüm ve beslenmemizde tartışılmaz önemi olan peynirden bahsetmek istiyorum.Buna ek olarakta bize yani Çerkeslere ait olan en meşhur peynirlerimiz ÇERKES ve ABHAZA Peynirlerinin yapımını anlatmak istiyorum.Tabi mutlaka bu peynirlerimizin yapımı bilinir ama sitemize kayıtlı üyelerimizin çoğunu gençlerin oluşturduğu düşüncesiyle konu hakkında bilgileri özellikle onların hatırlarında bırakmak için yazmak istiyorum müsadenizle...

Sütaş Online Şikayet Formu' na yazılan yazı

Sayın firmanızın üretmiş olduğu Tarım ve Köyişleri Bakanlığının 25/09/2000 tarih ve 16-00017-00044-2 sayılı izniyle üretip pazarlamış olduğunuz "ÇERKEZ PEYNİRİ" adı altında satılan mamülünüzü bir kaç kez alıp denedim. Bu peynirin uzaktan yakından orjinal çerkezpeyniri ile alakası yoktur. Sizler bu peyniri üretirken araştırma yaptınız mı ? Çerkez peynirini bu işi bilenlerle istişare edip araştırdınız mı ?
   Malum bu peynir Çerkezlerin kafkasyadan göçü esnasında orjinal mayasını Türkiye'ye getirerek çoğu çerkez köylerinde halen amatörcede olsa ihtiyaçları kadar üretilmektedir. Bu peynir yaş ve fümelenmiş (kurutulmuş) olarak kullanılmaktadır.
Bu peynirin damaktaki lezzetinin beynimizdeki yeri bellidir. Gönül isterdiki yok olmaya yüz tutan bu lezzetin siz güzide firmalar tarafından üretilip tarafımızca kullanılmasıdır. İşin acı tarafı çerkez peynirinin lezzetini tanımayan, haklı şöhretine gölge düşüren böyle bir peyniri bilmeyen tüketici bunu ÇERKEZ PEYNİRİ zannetmektedir. Dolayısıyla bu tüketiciyi yanıltmaktır. Orjinal Çerkez peynirinin ne olduğunu bilmeyen Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Ruhsat Dairesi Başkanlığı böyle bir ürününüze nasıl ruhsat verdiğini anlamak mümkün değildir. Bu peynir lezzet florası karışık taze kaşar gibi bir üründür. Bu ürününüzü bilenler bir daha almak istemezler. Dolayısıyla bu bir ticari satış kaybıdır.
   Sizler araştırdığınızda gerçeği göreceğiniz ve ticaret satışınızın artıcağını umut eder işlerinizde başarılar dilerim. Saygılarımla... (17 12 2008)
    ORHAN HALMAN

Hep merak eder dururdum acaba benim kanımdan olan kimler var bilmediğim diye sizin sayenizde bilgi sahibi oldum teşekkür ederim zekeriya ve sase isimli ailenin salih ve yusuf isimli çocuklarının ve bir şekilde sanırım küsmüşler... çünkü rahmetli dedem hep böyle bir hikaye anlatır dururdu...ama ben inanmazdım kardeş kardeşe niye küserdiki hemde bizim kültürümüzde onların soyadının bayram olduğu ve bizimkinin beycan olduğu... ben yusuf un çocuklarından mehmet irfan recai beycan ın ahmet isimli oğlunun kızıyım...sanırım hayatları boyunca hiç konuşmadılar birbirleriyle yani salih ve yusuf un çocukları...ama bilmeselerde salih oğlu mahmut mazhar bayram ve dedem resmi görünce çok etkilendim karşımda dedem duruyor gibi hissettim dedemde çok iyi bir hafızdı öyle güzel okurduki ben onlarla büyüdüm. sanırım arada ne olursa olsun bir şeyler genlerimizle aktarılıyor, içimde bir bilgelik olduğunu bilirdim ama dedemin sadece okuma ve ezber yeteneği vardı. o din konusunda kendi çocuklarına ve bizlere baskı yapmadı,o hep sen istediğin ve hazır olduğun zaman yolun açılacaktır derdi... bilmediğim şeyleri nerden bildiğini bilmemek gibi şimdi daha iyi anlıyorum ilk kafkasyadan buraya gelen sase ve zekeriyadan sanırım bize sonsuza kadar hediye olarak bırakılanlardan payımıza düşenlerden bunlar...ruhları şad olsun...mekanları cennet olsun...dedemi 1990 yılında kaybettik 66 yaşında... keşke yaşasaydı ve ona bunları anlatabilseydim...hep bir yerinde onları özlediğine eminim...ölüme insan katlanıyor ama buna katlanmak zor olmalı.. affedilmeyi istemek için affetmeyi öğrenmek lazım...emeği geçen herkese sonsuz teşekkürler...size minnet borçluyum...umarım bir gün sizde en iyi şekilde ödüllendirilirsiniz...

1 -) İhsan ARAT
2 -) Neriman CANKURT
3 -) Keriman CANKURT
4 -) Mesut ERCAN (Öğretmen)
5 -) Müfettiş
6 -) Elmas KARA
7 -) Güzel HAVUÇ
8 -) Mihri HAVUÇ
9 -) İlknur KAN
10-)Erol BAYKAL
11-)Orhan SAMSUN
12-)Gülşen ACAR
13-)Hasan SEYHAN
14-)Sevim YAŞAR
15-)Adişan ARIKAL
16-)Mihnur ŞENOL
17-)
18-)
19-)Nuriye KIZIK
20-)Meliha SEYHAN
21-)Seviye
22-)
23-)İsmail AYYILDIZ

 

Büyük doğumların ve iz bırakan hareketlerin temelinde Asr-ı Saadet’in izdüşümü denebilecek bir hayat tarzı vardır.her dönemde insanlığa yeni ufuklar gösterenler,doya doya sıcak bir çorba yudumlayamayan,sırtlarına geçirecek bir palto bulamayan ve dünya nimetlerinden kâm alma peşine kat’iyen takılmayan kimseler olmuşlardır.Fakat ,Onlar öyle beklentisiz ve o denli fedakârane yaşamışlardır ki;maddi fakirliklere rağmen mana aleminin sultanları haline gelmiş ve bütün mü’min gönülleri kendilerine taht yapmışlardır. İşte bu mübarek zatlardan birisi de Gönen’li Mahmut BAYRAM Hocaefendidir. Şahsen kendisini dünya gözü ile görmediğim halde,sonsuz sevgi ve muhabbet duygusu ile hatıratı önünde saygı ile eğiliyorum.Yetiştirdiği talebelerinin ve gönül muhabbeti ile sevenlerinin duası, kıyamete kadar üzerine olsun.

17-12-2008 saat 01:05
Gönderen: ŞENOL ÜNDAR

Restorasyon, sanat tarihi, çini, tezhip, yapı statiği gibi uzmanlık alanlarından, 5’i profesör, 9 kişilik danışman kurul oluşturuldu. Dört yıl çalışan 50 kişilik ekip, kasrı elden geçirdi. Restorasyon 7.5 milyon YTL’ye mal oldu. Kasır, Ocak 2009 sonunda müze olarak ziyarete açılacak... (Taşaron firma olarak Şaban KUYUMCU'nun AZE İnşaatı resterasyon işini yapmaktadır)

AMCA GÖNDERECEĞİN RESİMLERİ HASRETLE BEKLİYORUM. BAYRAMIN MUBAREK OLSUN. Ergün GÜLDAL

Bayramiç Köyü’nde bir kış akşamı. Yatsı namazı kılınmış, köyün orta yaş gurubu ve üstü olan yaşlılar Arap Tevfik’in evinde toplanmışlar hoş sohbet ediyorlar. Gecenin ilerleyen saatlerine doğru her zaman ki adet ve ananelere uygun olarak o gece de un helvası pişirildikten sonra tepsi kapının önüne soğumaya bırakılmıştır...

EMİNE İLE MURAT

EVLENDİLER
   Köyümüzden Sürye - Fuat ARIKAL ailesinin kızı EMİNE ile Gönenden Erdin ÖZCAN ailesinin oğlu MURAT, Gönen Mehmet Efendi Camiinde okunan Mevlid ve akabinde verilen düğün yemeğinden sonra evlendiler. Arıkal ve Özcan Ailelerini tebrik eder, evlenen çifte ömür boyu mutluluklar dileriz.

 
































                  HASAN ÖZKAN










































            KASPULET KIZI BEHİYE 1942


















                        KASPULET HASAN




















                     KASPULET'İN BAHÇESİ 1950

























 KASPULET'İN EŞİ ELMAS KIZLARI GÜLBAHAR ve BAHRİYE GELİNLERİ HAMİYET ve KIZI FATMA



















                       ŞABAN KARAL

 
        T E Ş E K K Ü R
              
    Sayın
    MAHMUT BAYRAM KÜLTÜR VE DAYANIŞMA DERNEĞİ
                         YÖNETİCİLERİNE
     Kurmuş olduğunuz "Mahmut Bayram Kültür ve Dayanışma Derneği "
için teşekkür ediyorum. Gecikmiş de olsa muhterem Hocamız Mahmut BAYRAM adına böyle bir dernek kurmuş olmanız, bizleri ziyadesiyle memnun ettiği gibi, büyük bir mes'uliyetten de kurtarmış oldu. Bizler, Mahmut Bayram Hoca'nın Beşiktaş Tuba Kız Kur'an Kursundan talebeleriyiz. Talebe ve Hemşehrileri tarafından Onun adının yaşatılması maksadıyla böyle bir dernek kurulmuş olması çok önemli ve olumlu bir gelişme. Bu derneğin gelecekte faydalı ve hayırlı hizmetler ifa etmesi hususunda değerli Yöneticilerine Cenabı Allah'tan başarılı çalışmalar temenni ediyorum.
   Sizler, Hemşehrileri ve bizler de talebeleri olarak Ona çok minnettarız. Muhterem Hocamız, hizmet insanıydı. Eğitimin önemine inanan ve bunun için çırpınan biriydi. Ders için yardım isteyen herkese yardıma koşardı. Yeryüzü bize mescit kılındı. Mahmut Bayram için de evet bir mescitti yeryüzü. Ama aynı zamanda bir dersaneydi. 
   Mahmut Bayram Hocama Allah'tan gani gani rahmet, benim kendisine öğrenci olmamı sağlayan Hacı Davut YILMAZ'a hayırlı ve uzun ömürler diliyorum.
Derneğinize bağış olarak göndermiş olduğum 500.00.YTL'nin, şahsım adına kesilen ilk bağış makbuzu olmasını rica ediyorum. Bu makbuzu hatıra olarak saklamak istiyorum.
Merhum Hocamız ile ilgili olarak ilerde Sitenizde yazı yazacağım. Kendisiyle ilgili güzel hatıraları sizlerle paylaşmak istiyorum.
Mekanı Cennet olsun.Amin
Selam ve saygılarımla.
                                   Şaheser ( DİKMEN )BOSTAN
                                                     ( Manyasi )

Dini ve din dışı (ladin) musiki eğitimi aldım. İstanbul'da 7 yıl mevlithan olarak çalıştım, ancak ağır bir hastalık geçirdim. Bunun üzerine mevlithanlığı bırakıp baba mesleği kuyumculuk işine başladım ve çok para kazandım, ancak hastalığım ilerledi ve peş peşe ameliyatlar geçirdim, tedavi ve çocuklarımı okutma nedeniyle servetimi eritmiş oldum. Sonunda İstanbul'dan Bandırma'ya geldim. Alacaklarımı alamadığım gibi, önceleri yardımlarda bulunduğum en yakınlarımdan bile bir destek, borç para yardımı alamadım. Para bulamamam nedeniyle kuyumculuğu bıraktım ve bir süre gümüş işi ile uğraşmak zorunda kaldım. Bir dostumun öneri ve desteği ile Hac malzemeleri ticaretine başladım. Bu işte çalışıyorum. Çocuklarımın hepsinin yüksek öğrenim görmelerini sağladım ve hepsini evlendirdim. Allah'a şükür hiçbir şikayetim ve maddi sıkıntım yok...

Kendi anavatanında çeşitli kavimlerin saldırılarına maruz kalıp, dünyanın çeşitli ülkelerine pirinç taneleri gibi savrulan, bulundukları memleketlerde yok olmak veya var olmak sancılarıyla boğuşup, mitolojinin engin derinliklerinden gelen kültürünün, peşmurde hale düşürülmesinin mukatterat-ı hesabını sormaya giden bir mücahit adam benim Şaban Kuyumcu ağbim. O çok sevdiği kültürünün vebaline sebebeb olmuş, tarihte kendi esas vatanlarında durmayarak başkalarının corafi mekanlarına tecavüz etmiş, Roma, Bizans, Hun, Pers, Arap, Moğol, Rus gibi şımarık işkalcilere ilahi adalet karşısında hesap sormaya giden bir nefer benim Şaban Kuyumcu ağbim....

"Ani ölümüyle hepimizi derin üzüntüye sevk eden Sevgili Tsey Şaban abimizin arkasından böyle bir yazı yazağım hiç aklıma gelmezdi.Onu tanıma şerefine erişememiş insanlara Şaban abimizi anlatmak toplumumuzun ne denli önemli bir insanı kaybettiğini göstermek için bu yazıyı kaleme alma gereği duydum...